Düzenleyici Teknik Standartlar (RTS), belirli sektörlerde faaliyet gösteren kuruluşların uyması gereken teknik ve operasyonel kuralları belirleyen resmi düzenlemelerdir. Avrupa Birliği’nde bu standartlar, Avrupa Denetim Otoriteleri (ESAs) tarafından geliştirilir ve Avrupa Komisyonu tarafından onaylanır. RTS’ler, yasal düzenlemeler kapsamında detaylı ve teknik kurallar getirir.
RTS’nin Önemi
RTS’ler, uyum ve standartlaştırma, risk yönetimi, şeffaflık ve hesap verebilirlik ile teknolojik nötrlük ve geleceğe yönelik dayanıklılık gibi alanlarda büyük önem taşır. Bu standartlar, belirli bir sektördeki tüm kuruluşların aynı kurallara uymasını sağlayarak operasyonel uyumu ve standartlaştırmayı artırır. Özellikle karmaşık ve geniş kapsamlı sektörlerde bu durum hayati bir önem taşır.
RTS, kuruluşların karşılaştığı riskleri etkin bir şekilde yönetmelerine yardımcı olacak detaylı prosedürler ve kontroller sunar. Bilgi ve İletişim Teknolojileri (ICT) risk yönetimi gibi kritik alanlarda, bu standartlar kuruluşların dijital operasyonel dirençlerini artırır. RTS, sektör oyuncularının faaliyetlerini daha şeffaf hale getirir ve düzenleyici otoriteler karşısında hesap verebilirliklerini artırır. Bu durum, piyasa güvenini artırır ve finansal sistemin istikrarına katkıda bulunur. Ayrıca RTS’ler, belirli teknolojilere bağımlı olmadan, teknolojiye tarafsız bir yaklaşım benimser. Bu durum, düzenlemelerin gelecekteki teknolojik gelişmelere karşı dayanıklı olmasını sağlar.
RTS’nin Geliştirilmesi ve Uygulanması
RTS’lerin geliştirilmesi ve uygulanması süreci genellikle taslak hazırlığı, kamuoyu danışma süreci, geri bildirimlerin değerlendirilmesi ve onay ile yürürlüğe giriş aşamalarını içerir.
İlk olarak, Avrupa Denetim Otoriteleri (ESAs), belirli bir düzenleyici ihtiyaç doğrultusunda RTS taslaklarını hazırlar. Bu süreçte mevcut standartlar ve en iyi uygulamalar göz önünde bulundurulur. Ardından, RTS taslakları ilgili paydaşların geri bildirimlerini almak amacıyla kamuoyuna sunulur. Bu süreç genellikle birkaç ay sürer ve geniş katılımlı bir danışma süreci olarak yürütülür. Kamuoyundan gelen geri bildirimler detaylı şekilde değerlendirilir ve uygun görülen değişiklikler RTS taslağına yansıtılır. Son olarak düzenlenmiş RTS taslağı, Avrupa Komisyonu’na sunulur ve onaylanması halinde yürürlüğe girer. RTS’ler genellikle Avrupa Birliği Resmi Gazetesi’nde yayımlandıktan sonra belirli bir tarihte uygulamaya konur.
DORA ve RTS arasındaki farklar nedir?
DORA (Digital Operational Resilience Act) ve RTS (Regulatory Technical Standards), finansal sektörde dijital operasyonel dayanıklılığı artırmayı amaçlayan düzenlemelerdir. İşte bu iki kavram arasındaki farklar:
DORA, Avrupa Birliği finansal sektöründeki dijital operasyonel dayanıklılığı güçlendirmeyi hedefleyen bir düzenlemedir.
DORA, finansal kuruluşların bilgi ve iletişim teknolojisi (BİT) ve üçüncü taraf risk yönetimi ve olay raporlama çerçevelerini güçlendirmeyi amaçlar.
DORA, finansal sektörün dijital risklerle başa çıkmasını sağlamak için teknik standartlar ve düzenlemeler içerir.
RTS, DORA’nın bir parçası olarak yayınlanan düzenleyici teknik standartlardır.
RTS, finansal sektörün BİT risk yönetimi alanında araçları, yöntemleri, süreçleri ve politikaları uyumlu hale getirmeyi amaçlar.
RTS, basitleştirilmiş rejime tabi olan ve daha düşük ölçek, risk, boyut ve karmaşıklığa sahip finansal kuruluşların sahip olması gereken temel BİT risk yönetimi unsurlarını belirler. Bu sayede farklı finans sektörleri arasında BİT risk yönetimi gereklilikleri uyumlu hale getirilir.
DORA, finansal sektörün dijital operasyonel dayanıklılığını artırmak için genel bir çerçeve sunarken, RTS daha spesifik ve detaylı düzenlemeler içerir. Merak ettiğiniz detaylar veya bu konu hakkındaki eğitimler için bize info@cfecert.co.uk adresinden ulaşabilirsiniz.