ISO 14001 Çevre yönetim sistemi neden oluşturuldu?
ISO 14001, çevre yönetim sisteminin gerekliliklerini belirleyen, uluslararası kabul görmüş bir standarttır. Kaynakların daha verimli kullanılması ve atıkların azaltılması yoluyla kuruluşların çevresel performanslarını geliştirmelerine, rekabet avantajı kazanmalarına ve paydaşların güvenini kazanmalarına yardımcı olur.
ISO 14001 Çevre yönetim sistemi Tarihçesi
ISO 14001 tarihçesi olarak, Çevre Yönetim Sistemi belgesinin yapılabilmesi tarihte ilk atılan adım 1992 senesinde Brezilya’nın Rio kentinde gerçekleşmiş olan üst düzey toplantıda alınan bir takım önemli görüşlere ve Rio sözleşmesinde yer alan ilkelere dayanmaktadır. İnsanoğlunun bir parçası olan Çevre, M.Ö. 2500-1500 dönemlerine ait Hindistan’ın İndüs Havzasında Mohenco Paro şehri harabelerinde o zamana göre oldukça gelişmiş atık su uzaklaştırma sistemlerinin bulunması ve Osmanlı döneminde de Sarıyer Ormanları’ndan İstanbul’a su taşıyan hattın eksenden itibaren iki tarafındaki 27 m’lik mesafede bina, mandıra, ahır yapımı ve gübre yığılmasının bir fermanla yasaklanmış olması bizlere ilk çağlardan beri ortaya çıkan çevre problemlerine çözümler üretilmeye çalışıldığını göstermektedir.
Ancak çevresel problemlerin belirginleşmeye başlamasıyla daha önceleri sadece sözlüklerde yer alan çevre terimi kullanılmaya başlanmış ve günümüzde sahip olduğu kapsama ulaşmıştır. “Çevre” teriminin doğal ve yapay yollarla ve özellikle sanayileşme ile kentleşmenin hızlandığı altmışlı yıllarda ortaya çıkan ilgili problemlere çözüm arayışlarıyla ulusal ve uluslararası platformlara taşınması 2 Aralık 1970 yılında çevrenin korunmasını garantilemek için değişik konularda federal araştırmaların, izleme ve standart oluşturma aktivitelerinin yer aldığı bir ajans EPA’nın kurulması ve ardından 5-16 haziran 1972’de Birleşmiş Milletler 68 Örgütü tarafından Stockholm’de düzenlenen ve devlet temsilcilerinin de katıldığı “Stockholm Çevre Konferansı” (Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı)’nın düzenlenmesi yer almaktadır. Bu konferans, çevre açısından bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Bu konferansın konusunu; 1968 yılında insanlığın geleceğini sorgulamak amacıyla kurulmuş olan ve birçok sanayici, iş ve bilim adamlarının oluşturduğu Roma Topluluğu tarafından dünya kamuoyuna sunulan “Büyümenin Sınırları” adlı tutanak oluşturmuştur. Bu tutanakta insanların karşılaştığı sorunlar incelenerek, çözüm yolları belirlenmiştir. Tutanakta öngörülen “sıfır büyüme” savı genellikle kabul görmemiş olup, Stockholm Konferansı’nda tartışılan bu sav sonucunda çevre sorunlarının evrensel olduğu benimsenerek “tek bir dünyamız” olduğu görüşü kabul edilmiştir. Ayrıca bu konferans sonucunda Nairobi merkezli, eşgüdüm sağlamayı ve iki taraflı anlaşmalar yaparak çevreyi korumayı ve geliştirmeyi amaçlayan Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) kurulmuştur. Bu olay ise gerek uluslararası gerekse bölgesel kuruluşların çevreyle ilgilenmeye başlamasına ve hatta E.F. Schumaster gibi düşünürlerin çevre hareketinin siyasal bir hareket olmasına düşünsel destek vermelerine yol açmıştır. 1975 yılında UNEP’in çağrısıyla Barcelona’da gerçekleştirilen “Barcelona Sözleşmesi” çerçevesinde Akdeniz’de kıyısı bulunan ülkelerin korunması için başlatılan Akdeniz Eylem Plânı da bu bağlamda UNEP’in yapmış olduğu örnek çalışmalardan biridir. Bu arada 1971 yılında Avrupa Topluluğu tarafından yapılan Bakanlar Konseyi toplantısında çevre konuları gündeme alınmaya başlamıştır.
Avrupa Topluluğu tarafından Stockholm konferansını izleyen ve ÇYS standartlarının doğuşuna kadar geçen sürede 5, günümüze kadar da toplam 6 çevre eylem programı yapılmıştır. 1973’te gerçekleştirilen 1. çevre eylem programından sonra her beş yılda bir uygulamalar gözden geçirilmiştir. 1977’de 2.,1982’de 3., 1987’de 4., 1993’de 5. Çevre Eylem Programı ve 2002’de 6. Çevre Eylem Programı uygulamaya konmuştur.
Avrupa Topluluğu’nun Çevre Eylem Programı dizini, “Topluluk organlarının hukuki bakımdan bağlayıcı olmayan, ancak politik bakımdan belirli niyetlerini ortaya koyan çalışmalar” olarak değerlendirilmiştir. Aynı kaynakta “Programlar genel beklentileri göstermekte, yeni fikirler vermekte ve daha sonraki çalışmalar için bir çerçeve ve hukuki temel inşa etmektedir. Çevre koruma alanında Avrupa Birliği’nin Çevre Eylem Programları, kendini ne sadece sınır ötesi Çevre zararları ile sınırlamakta, ne de yalnız başına çevre kirliliklerini denetleme ve mücadele etme ile yetinmektedir. Programlar, Topluluk seviyesinde bütünleşmiş çevre politikasının öncülüğünü yapmaktadır”.
ISO 14001 Çevre yönetim sistemi ilk hangi ülkede yayınlanmıştır?
Entegre yönetim sistemlerinden biri olan çevre yönetim sistemi standartlarından ilki, Birleşik Krallık’ın Ulusal Standartlar Enstitüsü (British Standards Institute) tarafından 1992’de hazırlanan BS 7750 Çevre Yönetim sistemi standardıdır.
ISO 14001 Standardının Gelişimi
Standardın ilk revizyonu sekiz yıl sonra, 2004’te geldi ve ISO 14001:1996’ya bazı küçük değişiklikler getirdi; çoğunlukla gereksinimleri daha anlaşılır hale getirmeye ve aynı zamanda ISO 9001 gibi diğer standartlarla entegrasyonu kolaylaştırmaya odaklandı.
ISO 14001:2015’in son versiyonu Çevre Yönetim Sistemlerine çok daha derin değişiklikler getirdi. Bunlardan en önemlisi, tüm ISO yönetim sistemi standartlarında ortak olduğu gibi, diğer standartlarla entegrasyonu kolaylaştıran Annex SL’de yer alan üst düzey yapının benimsenmesidir. Ayrıca, zorunlu prosedürlerin kaldırılması ve diğer değişikliklerin yanı sıra riskler ve fırsatlara ilişkin yeni gereklilikler getirildi.
ISO 14001, ilk tanıtımından bu yana sürekli olarak geliştirildi. ISO 14001 sadece çevreyi etkileyen olumsuz etkileri (örneğin hava, su, toprak) en aza indirmek için bir çerçeve olarak kullanılmamış, aynı zamanda şirketlerin geçerli yasa ve düzenlemelere uymalarına ve Çevre Yönetimlerini sürekli iyileştirmelerine de yardımcı olmuştur. Sistemler. Buna ek olarak, yıllar geçtikçe tüketicilerden çevre dostu ürün veya hizmetlere yönelik artan bir talep söz konusudur ve ISO 14001 konusunda dünya çapında tanınan bir sertifikaya sahip olmak, şirketin çevrenin korunmasına olan bağlılığını göstermeye yardımcı olmaktadır.
Ayrıca ISO 14001, kamu ve özel sektör de dahil olmak üzere her büyüklükteki veya sektördeki herhangi bir kuruluşa ve imalat veya hizmet endüstrileri gibi herhangi bir sektöre ve hatta yerel yönetimlere uygulanabilir.
1992 | BS 7750 standart lansmanı Rio de Janiero’nun Çevre Bildirgesi ve gelişimi |
1993 | ISO 14001 ‘i geliştirmek için komitesi oluşturuldu. Avrupa komisyonu EMAS’ı oluşturdu. |
1996 | ISO 14001 ilk versiyonu yayınlandı. |
2004 | ISO 14001 Çevre Yönetim güncellemesi gerçekleşti. |
2015 | ISO 14001 Çevre Yönetim güncellemesi gerçekleşti. |
ISO 14001, modern kalite yönetim sistemlerinin doğasında bulunan “planla, uygula, kontrol et, iyileştir” stratejisini takip eder. Standardın üç temel ilkesi şu taahhütleri içerir: yürürlükteki tüm çevre yasa ve yönetmeliklerine uygunluk; kirliliğin önlenmesi ve sürekli iyileştirme.
ISO 14001:2015 Standardının Türk mevzuatında zorunlu olduğu endüstriler hangileridir?
ISO 14001, çevre yönetim sistemleri için uluslararası bir standarttır ve belirli endüstrilere veya sektörlere özgü zorunlu kanunları belirlemez. Bunun yerine, ISO 14001, bir işletmenin çevresel yasal gereksinimlere nasıl uyum sağlayacağını ve çevresel riskleri nasıl yöneteceğini genel olarak ele alır.
ISO 14001 belgesine sahip bir işletme, kendi faaliyet gösterdiği sektördeki veya bölgedeki geçerli olan çevresel yasal gereksinimleri belirlemek ve bu gereksinimlere uygun hareket etmekle yükümlüdür. Bu, işletmenin faaliyet gösterdiği yerel, bölgesel ve ulusal çevresel yasaları anlaması ve uygulaması anlamına gelir.
Endüstri bazlı çevresel yasal gereksinimler, işletmenin türüne, faaliyetlerine, coğrafi konumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Örneğin, bir kimya fabrikası için çevresel yasal gereksinimler, bir inşaat şirketi için geçerli olanlardan farklı olabilir.
ISO 14001 sertifikasyonu alan bir işletme, çevresel yasal gereksinimleri belirlemeli, bunlara uyum sağlamak için uygun politika ve prosedürler geliştirmeli ve bu gereksinimlere sürekli olarak uymayı sağlamalıdır. İşletme, yerel çevresel düzenleyici kuruluşlarla işbirliği yaparak ve gerektiğinde profesyonel danışmanlarla çalışarak bu gereksinimlere uyum sağlama sürecini kolaylaştırabilir.
ISO 14001, çevresel yönetim sistemleri için uluslararası bir standarttır ve Türkiye dahil birçok ülkede uygulanmaktadır. ISO 14001 standardı Türk çevre mevzuatı ile uyumlu bir şekilde uygulanmalıdır. Bu nedenle ISO 14001 sertifikasyonu alan bir işletme, Türk çevre mevzuatına uymak zorundadır. İşte Türk çevre mevzuatında endüstri bazlı zorunluluklara birkaç örnek:
- Çevre Kanunu (No. 2872): Türkiye’de çevre yönetimi ile ilgili temel mevzuat olan Çevre Kanunu, tüm işletmelerin çevre düzenlemelerine uymasını gerektirir. Bu kanun, atık yönetimi, zararlı maddelerin kontrolü, çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) gibi konularda düzenlemeler içerir.
- Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınmasına İlişkin Yönetmelik: Tehlikeli maddelerin taşınmasıyla ilgili olarak belirli kurallar ve gereksinimler içeren bir yönetmeliktir.
- Atık Yönetimi Yönetmeliği: Atık üretimi, toplanması, taşınması, depolanması ve bertarafı ile ilgili kuralları içerir.
- Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği: Suların kirletilmesini önlemeye yönelik olarak belirli standartları ve gereksinimleri içeren bir yönetmeliktir.
- Hava Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği: Hava kalitesini korumaya yönelik olarak hava emisyonlarını kontrol altına almayı amaçlar.
ISO 14001 sertifikasyonu alan işletmeler, bu tür Türk çevre mevzuatına uyum sağlamak zorundadır ve bu mevzuatlara uygun olarak çevresel performanslarını sürekli olarak izlemek ve iyileştirmek için çaba göstermelidirler. Ancak detaylı ve güncel bilgilere ulaşmak için yerel yetkililere danışmanız veya güncel Türk çevre mevzuatını araştırmanız önemlidir, çünkü bu mevzuat zaman zaman güncellenebilir ve değişebilir.
ISO 14001 uygunluğu Türkiye’deki işletmeler için giderek daha önemli hale gelmektedir, çünkü çevresel sürdürülebilirlik ve yasal gereklilikler daha fazla vurgulanmaktadır. Bu nedenle işletmenizin veya sektörünüzün özel gereksinimlerini belirlemek ve uygunluğun gerekip gerekmediğini değerlendirmek için yetkili bir kurum ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.
Eğitim hizmetlerimiz için; training@cfecert.co.uk
Belgelendirme hizmetlerimiz için, certification@cfecert.co.uk adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.